logo logo

Yeni nesil güncel konularla ilgili sorular ve cevaplar!

Fetvalar.Com

Yeni Nesil Fetvalar

Sistemimize üye olarak sitemizi daha aktif olarak kullanabilirsiniz.

Üyelik için tıkla

Fetvalar.Com

Güncel sorular ve cevapları

Savm-i Visal nedir?

Selamün aleyküm peygamberimiz oruc tutarken iki gunu birlestirip oruc tutuyormus yani aksam Iftar etmedenorucuna devam ediyormus bunada visâl oruçu deniliyormus galiba bunu biraz aciklarmisiniz?
Evet akşam iftar etmeden ertesi günün orucuna devam etmeye yani birleştirmeye savmi-visal denir.Ancak bu şekilde oruç tutmak yasaklanmıştır.Akşamleyin orucu bozmayıp iki gün veya daha fazla birbirine bitişik olarak oruç tutulması mekruhtur. Nafile oruçlarda güzel olan oruç tutma şekli, birgün oruç tutmak ve birgün de tutmamakdır. Bu şekilde tutulan oruca "Savm-i Dâvûdî" denir.

***

Bu mevzudaki hadislerden ikisi şöyledir:

1) Ebû Hüreyre ve Hz. Âişe’den (r.anhuma) rivayet edildiğine göre Nebî (s.a.v.)iftar etmeden orucu birbirine eklemeyi yasakladı.[Buhârî, Savm 48, 49; Müslim, Sıyâm 59. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Savm 24]

2) İbn Ömer (r.anhuma) şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.)iftar etmeden bir günün orucunu öbür günün orucuna eklemeyi yasaklamıştı. Ashâb-ı kirâm:

– Yâ Rasûlallah! Fakat sen ekliyorsun? dediler. Peygamberimiz:

– "Şüphesiz ben sizin gibi değilim. Ben yedirilip içirilmekteyim" buyurdu. [Buhârî, Savm 48; Müslim, Sıyâm 56. Ayrıca bkz. Ebû Dâvûd, Savm 24; Tirmizî, Savm 62]

***

İftar etmeden iki veya daha çok gün peşpeşe oruç tutmaya visâl orucu denir. Peygamber Efendimiz'in ashâba ve ümmete bunu yasakladığı birçok hadiste açıkça belirtilmiştir. Sahâbe-i kirâmdan Hz. Ali, Ebû Hüreyre, mü'minlerin annesi Hz. Âişe, Abdullah İbni Ömer, Enes İbni Mâlik, Ebû Saîd el-Hudrî ve Beşîr İbni Hasâsiye'nin bu mevzuyla ilgili rivayetleri sahih hadis kitaplarında yer alır.

Bu rivayetlerin birçoğunda, sahâbîlerin iftar etmeden oruç tutma arzularının, Peygamber Efendimiz'in bu yöndeki davranışına uyma isteğinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Kendilerine visâl yasaklanınca, "Fakat sen bunu yapıyorsun!" dediklerini görmekteyiz. Bu soru, ashâbın Resûl-i Ekrem Efendimiz'in sünnetine uyma hususundaki dikkat ve hassasiyetlerini gösterir. Bunun üzerine Peygamberimiz, kendisinin Cenâb-ı Hak tarafından yedirilip içirilmek suretiyle doyurulduğunu, visâlle ilgili bu davranışının sadece kendisine has bir fiil olduğunu, ümmete yönelik bulunmadığını belirtir. Ümmeti bağlayıcı yanı bulunmayıp sadece Peygamber Efendimiz'e ait olan bu çeşit davranışlara "hasâis" adı verilir. Visâlin yasaklanış sebebinin açlık ve susuzluktan kaynaklanan güçlük ve zorluk olduğu hadislerden açıkça anlaşılmaktadır. Çünkü oruç ibadetini gönül rahatlığıyla yerine getirebilmek için vücudun buna dayanıklı olması gerekir. Yiyip içmeyi tamamen terkeden kimsenin oruç tutmaya güç yetiremeyeceği açıktır. Nitekim sahâbe-i kirâmdan bir kısmının bunu deneyip güç yetiremedikleri bazı rivayetlerden anlaşılmaktadır. Visâlin aksine sahur yemeği yemenin ve bunu geciktirmenin, iftar yapmanın ve bunda acele etmenin fazileti ise açıkça belirtilmiştir.

Visâl orucunun yasaklığıyla ilgili emrin bu fiilin haramlığına mı yoksa mekruhluğuna mı delil teşkil ettiği âlimlerimiz arasında tartışılmıştır.

Hadisin zâhirine göre hüküm verenler, bunun haram olduğunu kabul ederler.

Ancak, İmam-ı Azam Ebû Hanîfe, İmam Mâlik ve İmam Şâfiî (rahımehumullah), ne suretle olursa olsun visâlin mekruh olduğu görüşündedirler.

***

S o n u ç

Sadece Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) ait "hasâis-i nebî" denilen birtakım filler vardır. Bunlar ümmeti bağlayıcı değildir; hatta bunların bir kısmı onlara yasak kılınmıştır.

Visâl orucu da Peygamber Efendimiz'in hasâisinden olup ümmete yasaklanmıştır, mekruhtur.

Kişinin gönül huzuruyla ibadet etmesini engelleyecek şekilde aç ve susuz kalması câiz değildir.

Cenâb-ı Hak Rasûlünü bizim bilemediğimiz tarzda yedirip içirmektedir

Konular